Deizm Nedir ? Tanrıcılık – Yaradancılık Akımının Tarihi , Özellikleri
Deizm ve Yaratıcıya Bakış Açısı
Deizmi çoğumuz yeni duymuş olsak da bu inancın etkisinde olan birçok toplum vardır. Deizm Türkçe anlamı Yaradancılık veya tanrıcılık olarak adlandırılmaktadır. Deizm inancına göre, bu inanca inanan kişiler evreni yapan ve yaratan bir kişi olduğunu savunur ama bazı şeyleri inkâr ederler ek olarak ise evreni yarattıktan sonra yarattığı evreni bir düzene koyup ve olayları akışına bırakmıştır olarak savunulur. Deizm başka bir tabir ile açıklamak gerekirse. Bizim dinimizde Peygamber Efendimiz (SAV) gönderilen vahiyleri tüm Müslüman alemi için geçerlidir. Bizim inancımızda Allah’ın varlığına inanırız. Kısaca Deizm Tanrının her şeyi yapıp düzene koymasına inanır ama vahiylere inanmazlar. Deizm yani Deistler aslında felsefik bir akımdır. Deizm, her türlü dini ve inançları saymaz. İnandıkları tek şey tanrıdır. Ancak sorun şurada ki inandıkları tek şey tanrı yani meleklere, kitaplara, peygamberlere, kadere, ahirete inanmazlar. Peki, sadece tanrıya nasıl inanmaktadırlar? Cevabımız oldukça net ve düşündürücü, gördükleri kişileri hayranlık duyarlar o anda düşünmeye başlarlar bu insanın bir yaratanı bir tanrısı var diye kısacası insanların dış görünüşleri ile tanrıya inanırlar. Deizme en yakın olan felsefik akım ateizmdir. Yani ateistlerin, deizm inancını savunanlardan hiç farkı yoktur. Deizm inancı evrime karşı değildir. Deizme göre tanrı evrimi oluşturdu ve belli başlı kurallar koydu. Bu kurallar çerçevesinde insanı evrimleştirerek yaşanabilir bir ortam sundu. İnsanların evrim geçiremeyeceğini savunan ilahi dinlerde mevcuttur bunlardan birkaç tanesi Musevilik, İslam, Hristiyanlık olarak sıralayabiliriz. Deizm insanların evrim geçireceğinin savunurlar ve buna inanırlar.
Deizm (Yaradancılık – Tanrıcılık) Tarihi
Deizm inancı çok eski zamanlardan beridir olan bir inanç olmasının yanı sıra ilk olarak İngiltere’de 17. Yüzyılda ortaya çıkmıştır. Tarihte birçok şeye katkısı olmuştur bu inancın. Bu inancın daha da artmasına neden olan olay 17. Yüzyılda yani bu inancın çıktığı zamanlarda bir devrim gerçekleşmiştir. Gerçekleşen devrim sonucunda birçok yerden birçok kültür bu inanca destek vermiştir. Rönesans döneminde insan ayrımı yapılmamıştır. Bunun sonucunda Roma ve Yunan çalışmalarına mecbur kalmıştır. Tüm bu yaşanılan olayların sonucunda o dönemde yaşayan insanlar geriye dönüp neler olup bittiğini düşünerek ve bilimin de buna katkısını düşünerek tarihte bir ilki başararak Hristiyan toplulukları tarafından İncil eleştirilmiştir. Bu eleştiriler sonucunda yapılan detaylı araştırmalar sonucunda Dünya İncil de anlatıldığı gibi değil hatta İncil de yazanların alakası bile olmadığını ortaya çıkarmıştır. Mitoloji yaptıkları araştırmalar sonucunda günümüzde ki dinlerin önceki dinlere göre uyarlanmış fakat adı değiştirilmiş denmektedir. Avrupalıların Asya’yı ve Pasifiği keşfinden sonra arada yaşanan farkları dikkate alarak, dini bozan olayın Nuh’tan geliş teorisi olduğu ortaya kondu.
Deizm (Yaradancılık – Tanrıcılık) Özellikleri
Deizmin iki tane olmazsa olmazlardan sayabileceğimiz kuralları vardır. Bunlar;
1. Deizmin negatif yönü yani eleştirici bir yönü vardır. Eğer ilan edilmiş bir din varsa onu hiç ilan edilmemiş gibi davranarak reddeder.
– Mucizeleri ve Kehaneti kendilerinden saymazlar ve redderler.
– Dini ögeleri kendilerinden saymazlar ve redderler.
– Hristiyanları kendilerinden saymazlar ve redderler.
– Tanrı tarafından yazılmış olan kitaplara inanmazlar redderler.
– Tanrının sözü olan incili redderler.
– İncil de geçen yaratılışı reddeder ve insanların doğuştan günahkâr olduğunu savunur.
2. Deizmin pozitif yönü yani inşa edici bir yönü vardır. İnsan mantığının herkese doğruları gösterebileceği ve ne olursa olsun asla yalanlara yeri olmadığı.
– Yaşam sonrasında öldüklerinde, yaşarken yaptıkları iyilikler varsa ödüllendirilecek eğer yoksa kötülükleri varsa cezalandırılacakları.
– Tanrı tüm insanların mantıksal davranmasını ister.
– Tanrı var ve kâinatı var etmiştir.
– İnsanlar ölse bile ruhları var olarak kabul edilirdi ve bundan dolayı ölümden sonra yaşam var olarak düşünürler.
– Tüm dinleri ve Hristiyanlığı da reddeden deistler bulunmaktadır. Bu deistleri, dindar insanlar ateist gözüyle bakmışlardır.
– Deizm Amerika da yayılmıştır fakat daha sonraları bilinirliğini yitirmişlerdir.
Deizm (Yaradancılık – Tanrıcılık) Günümüzde Ne Durumda ?
Günümüz de birçok Hristiyan deist Üniteryanizm’e bağlı kalmıştır. Eski deist anlayışını hiçe sayan modern deistler, deizm kavramını modern felsefe ile birleştirerek günümüz de bilim olarak kullanılmaktadır. Modern deistler böyle bir yol izlediği için daha fazla ve farklı farklı inanışlar çıkmasına neden olmuştur.
Üniteryanizm : Tanrının birliğine özen gösterirler fakat Hz. İsa’nın tanrı olduğunu düşünen Hristiyan kökenli bir din akımıdır.
Eski deizm ile günümüz de ki deizm arasında ki en önemli fark şudur ki;
Klasik eski deistler, tanrı ile yüz yüze görüşebileceğini ve karşılıklı diyaloglara gireceğini düşünürken. Modernleşen deizm de Tanrının görülemeyeceğini, Tanrıyı insanüstü bir şey olduğunu ve Tanrı’nın insan mantıkları içerisinde yer almadığına inanmışlardır.
Günümüzde Universism anlayışı başlamıştır yani Evrensellik anlayışıdır. Bu akım deistlere aittir. Adının değişmesinin nedeni deizmin yanı sıra birçok felsefik akımın da ortaya çıkmasıdır. Deizmin adının değişmesini etkileyen felsefik akımlar sırası ile Agnostisizm ve Panteizm’dir.
Deist Olan Kişilerden Bazılarının İsimleri
- George Washington (ABD’nin ilk başkanı)
- Harish-Chandra (Matematikçi)
- Harmony Korine
- Henrik Wergeland (Yazar)
- Hermann Weyl (Alman matematikçi)
- Humphry Davy (İngiliz kimyager, fizikçi ve mucit)
- Hüseyin Nihal Atsız (Türk yazar, şair, tarihçi ve fikir adamı)
- Ahmad Kasravi (İranlı tarihçi ve siyaset yazarı)
- Aristoteles (Antik Yunan filozofu)
- Averroes (Endülüslü-Arap felsefeci, hekim, fıkıhcı, matematikçi ve tıpçı)
- Benjamin Franklin (ABD’li yayımcı, yazar, mucit, felsefeci, bilim adamı, siyasetçi ve diplomattır.)
- Brett Gurewitz
- Carl Friedrich Gauss ( Alman kökenli matematikçi ve bilim insanı)
- Charles Lyell (Avrupa’da jeolojinin babası olduğu söylenir)