İnsanoğlunun gökyüzündeki anlam arayışının yeryüzündeki en büyük yansıması Astrolojidir. Astroloji nedir?
Astroloji kelime olarak Yunanca yıldız anlamına gelen ‘astro’ ve bilgi anlamına gelen ‘logos’ kelimelerinden türetilmiştir. Maalesef Astroloji yazı öncesi gelenekte ortaya çıkmıştır bu sebeple ne kadar eski olduğu tam olarak bilmiyor. Yazılı tarihte ilk ortaya çıkışı ise MÖ 2500 yılında, gezegenlerin insanın kaderini etkileyen güçlü tanrılar olduğuna inanılan Mezopotamya’dadır.
İlk astrologlar gökyüzünü dikkatle izlemeye ve onun geceleri parıltılı, dinlendirici sessizliğinde gördüklerinin düzenli kayıtlarını tutmaya başladılar. Astroloji danışmanları Kraliyet ailesine devlet yönetimi konusunda akıl verirlerdi ve Mezopotamya tarihinin erken dönemlerinde astroloji “kraliyet sanatı” olarak düşünülürdü.
Astroloji nedir?
Yazılı kayıtlara göre Gök olaylarına bakarak kehanetlerde bulunmak Mezopotamya’daki Asur ve Babil uygarlıklarından bu yana insanoğlunun uğraşı alanı içindedir ve yaşamlarının bir parçasıdır.
Günümüzde Batı’da varolan astroloji sisteminin kökeni ise Eski Yunan’dan gelmektedir. Büyük İskender dönemine kadar, Eski Yunan’daki gökyüzü incelemeleri yeryüzünde olan olayların açıklamasını ve kehanetleri içermezdi.
Gelecekle ilgili tahminler, gökyüzü cisimlerinin hava durumunu etkiliyor olduğu görüşünden ibaretti. Bu dönemden sonra Mezopotamya uygarlıklarının etkisi ile Eski Yunan’da astronominin yanı sıra astroloji de boy göstermeye başladı.
Mezopotamya gökbilimcileri göklerin işleyişini açıklamak için yeni geometri bilimini kullanmaya başladıkları sıralarda, eski Yunanlar, zaten tanrılarının geniş panteonuyla övünmekteydiler. Yunanlar, Mezopotamya’nın astrolojik kehanet biçimini kendi mitolojileri ve yeni geometri bilimiyle birleştirip zodyaka dayananan kişisel bir astroloji geliştirdiler.
Yunanca “zodiakos kyklos” ya da “hayvanlar dairesi” anlamına gelen bu kuşak, güneşin bir yıl boyunca gökyüzünde izlediği eliptik yörüngesinin her iki yanında dokuz derece uzanır.
Zodyak -Koç, Boğa, Yengeç- gibi her biri bir hayvan tarafından simgelenen ve yılın belirleyen on iki parçaya bölündü. Böylece Yunanlar astrolojiyi göklerinin yaşamlarındaki etkilerini merak eden bireylere danışmanlıkta kullanarak yıldız falını ortaya çıkardılar.
Astroloji ve Burçlar
Dünya’nın Güneş etrafındaki yörüngesi ekvator üzerinde (mavi-beyaz) hareket ettirildiğinde, Güneş ekliptik (kırmızı) üzerinde hareket ediyormuş gibi görünür.
Astronomide zodyak, ekliptiğin her iki yanında 9° uzanan, Ay’ın ve ana gezegenlerin yörüngelerini kapsayan bir kuşağı ifade eder.
Ekliptik üzerinde merkezlenen gökyüzü koordinat merkezinin bir özelliğidir. (Dünya yörüngesinin düzlemi ve Güneş’in aşikar yolu), ekinoks noktasının doğusunda derece cinsinden ölçülen gök boylamının (ekliptik ve ekvatorun artan kesişimi) ölçülen değeridir.
Ölçümü
Güneş’in her yıl yaklaşık 21 Mart’ta gerçekleşen ekinoks üzerine gelmesi tarihsel açıdan birinci dereceden Aries’in ilk noktası olarak bilinen ölçümün başlangıç noktasını tanımlar.
Ekliptik boyunca ilk 30°’lik devinimin etkisi görülebilir takımyıldızların arka plânından ilkbahar noktasına doğru hareket ettiğinden beri sözde Aries’in zodyak amblemi olarak ifade edilir (şu anda yaklaşık olarak, MS 2. yüzyıldan beri Pisces takımyıldızının sonuna yerleşmiştir).
Ekliptiğin 30° sonrası ise sözde Taurus’un zodyak amblemi olarak ifade edilir ve bu zodyağın yirmi amblemi boyunca böylece sürer, böylece her biri zodyağın büyük çemberinin 1/12’sini (30°) tutar.
Zodyak sembolleri, ölçüleri ve boyutları belirsiz olduklarından zodyak dolaylarında olan takımyıldızların sınırlarını belirlemek için hiç kullanılmadı.
Gök boylamını özel simgeler içinde ölçme kuralı 19. yüzyılın ortalarına kadar hâlâ kullanılıyordu ama günümüzde modern astronomi gök boylamının derecelerini her simge içinde 0°’dan 30°’ye numaralandırmak yerine 0°’dan 360°’ye numaralandırır.
Zodyağın astronomik ölçümü belirlemek için bir araç olarak kullanımı Batı astronomları tarafından Rönesans’a kadar gök konumlarını belirlemek için bir yöntem olarak kala geldi, sonrasında yerini astronomik konumları gök boylamı ve gök enleminin ekliptik temelli tanımları yerine Sağ açıklık ve sapma ile ölçen ekvatoral koordinat sistemine bıraktı.